Bangkok, ilk gün

Baan Sabai’nin bahçesi bize Olympos Türkmen pansiyonu anımsattı. Burada bir kahvaltı yaptıktan sonra 550 bahta hemen bitişikteki Selim’in önerdiği Sawasdee Smile Inn’e geçtik. Bu Sawasdee bir hostel zinciri. Her köşede bir tane var. Ama açıkcası Smile Inn o kadar hoşuma gitmedi. Kafeteryasında büyük bir ekran var ve ses sonuna kadar açık, gürültülü bir yer. Odanın sıcak suyu var ama ben bile soğuk suyla duş yapabiliyorum. Ama hava daha çok sıcak değil, buranın tam mevsimi, bazen hafif serin bile oluyor.

Chatuchak pazarı

Kahvaltıdan sonra sadece hafta sonları açılan Chatuchak (Jatujak) pazarına gittik. Khaosan’dan taksi 100 baht (4 YTL) tuttu, ki burasi uzak mesafe. Ulaşım için genelde taksileri tercih ediyoruz, hem ucuz, hem klimalı. Sadece binmeden once “taksimeter”i hatırlatmak lazım. Chatuchak pazarı acayip bir yer. Ufak ufak 15 000 dükkan var. Akla gelebilecek her şey satılıyor. Fiyatlar ucuz, Arzu sonunda dayanamadı “dönüşte bir kargo uçağı mı kiralasak” dedi.

Akşam üstü Khaosan’a döndük. Bira, küçük 65, büyük 80 baht, Singha ulusal biraları, benim hoşuma gitti. Yol kenarında sıra sıra kafeteryalar var, biraz Nevizade gibi. Otururken, böcek satıcısı geldi. Yan masadaki Amerikali çocuk bir tane çekirge yedi. Arzu’nun söylediğine göre bu kızarmış böcekleri sadece turistler yiyormuş, “backpacker’lar sadece yedim demek için yerler” diyor. Daha neler göreceğiz bakalım.

Hostel’e dönerken yan caddedeki bavulcunun “hayatından bıkmış” satıcısından, bir büyük, bir orta ve bir de küçük sırt çantasını 60 YTL’ye aldık. (Bu hatundan daha sonraki yıllarda her gidişte sırt çantası vesaire aldım, hep aynı suratsız ifade. En son gidişte eski indirimleri yapmadı, bir de ürünler iyice kalitesizleşmişti, artık bir şey almadım)

Hostelde sosyalleşme

Akşam hostele girince, kafeteryadaki televizyondan Türkçe duyulmaya başladı, ama Orta Asya Türkçesi. Nomad diye bir film, oturduk son bölümünü seyrettik. Hoş oldu.

Sonra yan masadan İspanyolca gelmeye başladı. Bir Arjantinli, bir Katalan. Orada tanışmışlar, hemen masayı birleştirdik. O sırada yanda bilardo oynayan çocukta bize takıldı, Brezilyalı ama iyi İspanyolca konuşuyor. Muhabbet ilerleyince arkadaşın hanutçu olduğunu anladık. Rehberiz deyince o da bizi anladı, Avustralyalı kızlarla bilardoya geri döndü. Sonra ertesi gün Kamboçya’ya gidecek Basklı bir çocuk da dahil oldu. Brezilyalı yandan “mafyayı oluşturdunuz” diye takılmaya başladı.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Bir Cevap Yazın