Sossusvlei

Bu sabah gün doğumuna gitmedik. Aslında bir hesap hatası yaptık. Öğleden önce dinlenelim, güneş doğuşuna ertesi gün gideriz ve sonra yola çıkarız diye düşündük. Öğlen vakti çöl sıcağını yememek için, akşama doğru kamptan çıktık, önce “çölün içine” girelim sonra da güneşin batışını seyredelim diye bir plan yaptık ama olmadı. Çünkü “çölün içine” girmek saat 16.30’da kapanıyormuş. Biz de Dune 45’e dönüp güneşin batışını bekledik.

Bu “Dune 45” ile LP’de yazan bir “65 km” kelimesi kafamızı karıştırdı. Şimdi olayı basitçe anlatayım, eğer giderseniz bizim gibi bir günü orada boş boş geçirmeyin.

Ne yapmalı

Bölgede yapılacak iki olay var. Bir; Dune 45, yani kamptan 45 kilometre uzaklıkta bulunan beş milyon yaşındaki dünyanın en yüksek kum tepeciği. İki; Dune 45’in 15 kilometre ilerisinde bulunan “çölün içi”.

Çölün içine gitmek için 4×4 bir araç şart, hatta buna rağmen, kürek vs. taşımak lazım. Diyelim bizim gibi 2×4 kiraladınız ne yapacaksınız? Park yerine aracınızı bırakıp, oradan kişi başı on dolar ödeyip ring yapan arazi araçları ile gidip döneceksiniz. Yollarda tanıştığımız bazı arkadaşlar bu parayı ödememek için yürümüşler, pek iyi bir deneyim olmamış. Otostop yapmaya çalışmışlar kimse almamış. Gerçi gidilen mesafe üç dört kilometre bir şey ama ben on dolar verin, o kazığı sineye çekin derim.

Araçlar sizi kurumuş vahaya bırakıyor, dönmek istediğinizde orada bulunan herhangi bir araçla dönüyorsunuz. Grup taşıyan bazı araçlar sizi bir başkasına yönlendirebilir. Böylece burada çakalların arasında, kum tepeciklerinde, akreplere basmamaya çalışarak dolaşabilirsiniz. Kamp ile burası arasında, Dune 45 hariç, kum tepeciklerine tırmanmak yasak. Bunu da belirteyim de neden on dolar vereceğiz diye sormayın.

Sonuç olarak, sabah güneş doğuşuna Dune 45’e gitmek, sonra park yerine ilerleyip, çölün içine girmek. Öğle sıcağında bir yere sığınmak ve akşam ise yine Dune 45’e dönüp güneşi batırmak, bence en iyi program.

Kampa dönüş

Akşam Dune 45’de güneş batışı muhteşem oldu. Fotoğraf tutkunları için rüya gibi bir yer. Aslında buraya bir kaç gün takılmalı, bir gün aşağıda, bir gün yukarıda kumların üzerinde yürüyerek fotoğraflar çekmeli.

Neyse sonrası kampa kapanmadan dönme telaşı oldu. Arkadan gelen hızlı gençleri bıraktım, öne geçtiler. Neme lazım, yola bir impala falan atlarsa, önce onlar çarpsın. İzin verilen hızla gitsek, asla yetişemeyiz. Kural Güney Afrika’da olduğu gibi, yetişemezsen, arabada kalırsın, gece leoparların fink attığı arazide aracın içinde pineklersin. Her şeye rağmen, bir iki impalaya son anda çarpmayı kıl payı kurtararak, kapanmaya beş dakika kala kampa vardık.

Bir Cevap Yazın