Ometepe

Ometepe
Ometepe

Granada’dan Ometepe’ye gitmek için iki yol var. Birincisi otobüs ile Rivas şehrine gidip, gün boyunca sıklıkla kalkan tekneler ile, ikincisi Granada’dan haftada iki kere, pazartesi ve perşembe, saat 14’de kalkan tekne ile.

Biz ikincisini tercih ettik. Rivas’tan yolculuk bir saat kadar bir şey sürüyormuş. Granada’dan ise dört saat. Yabancılara sadece 104c olan üst güverte bileti satılıyor. Ucuz alt kat bileti verilmiyor. Bilet satarken pasaport veya kimlik isteniyor. Ben aslı sırt çantasında olduğundan fotokopiyi zorla kabul ettirdim. O sırada kimliği olmayan bir Nikaragua’lıya bilet satmadılar. Tekneye binerken askerler aynı Bluefields’de olduğu gibi çantaları, bavulları açtırıp aradılar. Sonuçta yine sırt çantasının içi birbirine girdi.

İskelede beklerken bir Türke daha rastladık. Şu an adada tam beş kişiyiz.

Gün batarken, Nikaragua gölünde iki volkanın oluşturduğu Ometepe adasına vardık. Limanda minibüsler bekliyordu. En yakın oteller Alta Gracia şehrinde, iki kilometre içeride. Kısa bir pazarlık aşamasından sonra herkes bir yöne dağıldı. Bizim Türk grubundan bir kişi Santa Domingo plajına gitti. Bizim beş dolara anlaştığımız minibüs ise bizi Santa Cruz yönüne götürdü.

Sonunda iki arkadaş organik kahve tarımı yapılan Finca Magdalena çiftliğine devam ettiler. Biz çoğunluk ile Santa Cruz hostelde kaldık. Sadece dormlar kalmış idi. Ben önce davranıp son kalan, 8 dolarlık iki yatağı kaptım. Kalan üç kişi on dolarlık yerde kaldılar. Hostel süper temiz. Özellikle yatak ve çarşaflar. Akşam 110 cordobása güzel bir balık yedim. Burada böyle bir tabak yemek söyleyince yanına illa patates, pilav, salata ıvır zıvır servis ediliyor. Bir de bira içince, genelde 25c, bayağı doyurucu oluyor. Nadiren doymayan arkadaşlar bulunuyor ki o da onların özel durumu.

Burası tam bir doğa cenneti, tek hoşuma gitmeyen şey, minibüsçü bizi plaj iki dakika mesafede diye getirmişti. Hostele varınca mesafe on dakikaya çıktı. Burada insanlar bisiklet kiralayıp etrafı dolaşıyor, yedi sekiz saat volkanlara tırmanıyor, Ojo de Agua yani suyun gözü denilen yerde yüzüyor, velhasıl tüm doğal ve ekolojik aktivitelerde bulunuyor.

Dün sabah kalkınca plaj uzak diye mekan değiştirdik. Dokuz çeyrekte geçen Moyogalpa otobüsü ile, ki yine Alta Gracia üzerinden, Charco Verde bölgesine gittik. Otobüs bizi yol üstünde bıraktı. Yaklaşık bir kilometre içeri yürüyüp milli parka vardık. Orada görevli aradığımız ucuz Chico Largo hostele sahilden bir on dakika daha yürümemiz gerektiğini söyledi. Böylece tam tehçizat bir yürüyüş aktivitesi yaparak günü boşa geçirmemiş olduk. Chico Largo’ya giderken önce Chico Largo Adventure tabelası var. Sonra Charco Verde, biraz ileride de Venecia y Chico Largo. Demem o ki yanlışlıkla ilk tabeladan girmeyin, bizim gibi ikinciden girin hem sırt çantası ile kumda yürüme aktivitesi kısa olsun, hem de biraz çevreyi tanıyın. Elbette en kısası üçüncüsü..

Chico Largo’ya varınca resepsiyoncu kız, önce 25 dolardan başlayan odaları satmaya çalıştı. Biz çok pahalı deyip gitmeye kalkınca, durun beş dolara dormitorio var dedi. Biz de baştan söylesene, tamam kalıyoruz dedik.

Dedik ama plaj burada da pek matah değil. Üstelik bitişiğinde bulunan pahalı Venecia otelin plajı kullanılabilmesine rağmen. Zaten iki işletme aynı kişilerin olmalı, İnternet falan ortak. Çamurlu göl suyuna giren bir kaç kişi var ama beni pek açmadı. Açıkcası yüzme için bu adaya gelmenin bir manası yok. Belki çok yağmur yağdı, nehirler kabardı, ondan böyle çamurlu. Ama dibin görmüyorsam, o su bana zevk vermiyor, hatta huylanıyorum.

Dediğim gibi ada ekoloji ve aktivite meraklıları için ilginç bir yer olabilir ama biz birazdan buçuklarda geçen Moyogalpa otobüsü ile şehre gidip, tekne ile Rivas’a, oradan da San Juan del Sur’a geçeceğiz. Aslında hemen yakındaki San José del Sur kasabasından da tekne var ama sabah erkenden ve öğlen. Moyogalpa’dan her otobüs varışında bir tane kalkıyormuş dediler.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Bir Cevap Yazın