Asunción’da devam

Buenos Aires otobüsün kalkmasına bir saat kala fikir değiştirdim ve Asunción’da kalmaya karar verdim. Tabii bu bana on altı liraya mal oldu. Arjantin için pazartesi yola çıkacağım, salı günü orada olacağım.

Mate hazırlayan genç
Mate hazırlayan genç

Market 4

Sabah kahvaltıda market 4’ü göremediğimden bahsederken, İngiliz bir hatun “istersen birazdan birlikte gidelim” dedi. Ben öğleden sonra otobüsüm var, saat on bire kadar dönmem lazım deyince “tamam, döneriz” dedi ve hemen çıktık, belediye otobüsü ile pazar yerine gittik.

Mate için termoslar
Mate için termoslar

Pazar yeri düzen olarak uzak doğu pazarları gibi. Ufak dükkanlar, dar sokaklar. Envai çeşit ıvır zıvır. Turistler için özellikle otlar, doğal ilaçlar ilgi çekici olabilir. CDE gibi olmasa da ucuza elektronik var ama çoğunluk tekstil..

Şifalı, şifasız otlar
Şifalı, şifasız otlar

Pazarda dolaşırken politik bir gösteriye rastladık. Gençlere partinin görüşünü sordum, “sağda mı, solda mı” diyorum. Bilmiyoruz diyorlar. İlginç, insan yürüyüşüne katıldığı bir hareketin görüşünü bilmez mi…

Planlar değişti

Pazar gezisini bitirince koştura koştura hostele döndük. Lido’nun önünden geçerken Katrin’e “buranın birası buz gibi” deyince “hostelde dolapta bir tane birası olduğunu, bana verebileceğini” söyledi. Ben sırt çantasını toplarken birayı getirdi. Acele ile birayı içerken.. Katrin yarın Ercarnación’a fiestaya gideceğini, akşama da bir yaş günü toplantısı olduğunu söyleyip “neden sen de bizimle takılmıyorsun” diye sordu. Lilia’da Katrin, bir Hollandalı kız ile gidecek, sen de onlarla git diye bahsetmişti ama arada kaynamıştı. Durum böyle olunca, zaten Paraguay’ı hızlı geçtiğimi düşünen ben, hemen ikna oldum ve bir gece daha kalmaya karar verdim.

Sonrasında yine koştura koştura otobüs yazıhanesine gittim, bileti ertelettim. Girişte yazdığım on altı liraya mal olma hadisesi bu.

Paraguay çok tanınmadığı için sanki burada görülecek bir şey yokmuş gibi bir algı oluşmuş. Gördüğüm kadarıyla burada daha fazla kalınabilir, bir takım aktiviteler yapılabilirmiş. Mesela Katrin, Lilia’nın tavsiyesi ve organizasyonu ile bir kaç değişik yere gitme fırsatı elde etmiş.

Şehri gezmeye devam

Madem kaldım, öğleden sonrasını kültürel faaliyetlere harcayayım dedim. Buradaki elemanlar ile önce tren müzesine gittik. Bir vakitler Paraguay’da tren hattı varmış, sonra iptal olmuş. Başkanın vagonunu gördük.

Chiperia satıcısı
Chipa satıcısı

Sonra özel bir müze olan etnografya müzesini gezdik. Bir eleman müze hakkında ve yerel halklar konusunda bayağı bilgi verdi, daha doğrusu sohbet ettik. İlginç şeyler öğrendim. Özellikle neolitik devrin on beşinci yüzyıla kadar gelmesi falan gibi. Sonra bize kütüphane bölümünü gösterdi. Koğuş arkadaşlarımızdan biri de oradaydı, bilimsel bir çalışma yaşıyormuş.

Kültürel olay bitince, Katrin’in elektronik alışverişine yardım ettim. Bu sayede şehrin bilmediğim son noktalarını da tanıdım. Mesela bu mate içilen kapların bir tip kabaktan yapıldığı gibi ulvi bilgiler edindim.

Gün içinde, hostel dedikodu dalgası bir İngiliz çift için dolaştı. Dün Machu Picchu’lara kadar gitmekten söz ediyorlardı. Bu sabah çocuk birilerine “sevgilim bunalımda” demiş. Öğlen de kızı bırakıp İngiltere’ye döndü..

Akşama hep birlikte Foo Fighters coverları çalan bir grubun olduğu bara gittik. İçlerinden birinin yaş gününü kutladığımız İngiliz erkek grubunun bir elemanının teyzesi bir Türk ile evliymiş. Uzun süre Göreme’de yaşamışlar. Gece yarısını epey geçe herkes bir yerlere dağıldı, ben de Katrin ile sarhoş muhabbeti, sarmaş dolaş, hostele döndüm.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

2 Yorum

Bir Cevap Yazın