Mamallapuram (Mahabalipuram)

Mamallapuram (Mahabalipuram) tipik bir sahil kasabası. Burada Tina Blue View Logde diye bir yerde, klimasız ve sıcak susuz, bahçede girişli bir odada 300 rupiye kalıyoruz. Sıcak su çok problem değil ama gece oldukça sıcak yaptı. Bir de dışarı ipe astığım yiyecek torbasını fare mi, kargalar mı bir şeyler delmiş, bisküvileri falan yemiş. Yiyecekler önemli değil ama torba çok kullanışlı idi, delinmesine üzüldüm.

İpte asılı torba sabah delinmiş halde
İpte asılı torba sabah delinmiş halde

Dün gece odada da fare izlerine rastladık ama buradaki görevli yarım yamalak İngilizce ile, “korkmayın, onlar gece öbür tarafa gider” dedi. Yani farelerin bile ziyaret saati belirli… Sonra Arzu söyledi, bazı fakir mahalleler de, kuzeyde olmalı, fare saatlerinde insanlar sokağa çıkmıyormuş. Öbür hosteller daha temiz, üst katlar falan vardı ama çok pahalıydı, 800Rs. (30TL kadar). Sahil kenarında da bir sürü yer var. Buraya gelirseniz, bir kafeye oturup soluklanın, mesela Nautilus, sonra yavaş yavaş kendinize bir yer arayın.

Sabah İsrailli Mihal geldi, bugün, Sri Lanka ile olan problemlerden dolayı genel grev varmış, tüm dükkanlar kapalı. Devlet işletmeleri açık. Burada tren istasyonu yok ama Hint Demiryollarının bir resmi bilet satış ofisi var. O açıkmış. Bugün denize falan girip günü geçireceğiz.

Otobüs yolcuları
Otobüs yolcuları

Öğlen, Arzu ile denize girdik, ama saat 17’de, demir yolları ofisi kapanacağı için fazla kalmadık. Ofise vardığımızda kapanmak üzereydi ve biletleri alamadık. Güneyde trenler daha yoğun, bekleme listeleri uzun. Kuzeyde olay daha rahattı. Mesela gişe görevlisi W8’e zor açılır diyor, oysa kuzeyde kolayca açılıyordu.

(Bu yazıyı gönderdikten sonra calıştığımız acentadan Yusuf Abi’nin ölüm haberini aldık. Çok üzüldük, sevenlerin başı sağ olsun…)

Mamallapuram sahilinde balıkçılar
Mamallapuram sahilinde balıkçılar

Hostel’de Mihal, İngiliz Richard ile tanışmış, bahçede oturduk epey sohbet ettik. Bu sırada bahçeden tanımadığım acayip sürüngen, kemirgen, hayvanlar geçti. Zırhlı gibi bir gövdesi olan kocaman bir şeydi. Devamında, akşam, hep birlikte Seagulls’da yedik. Porsiyonlar küçük, ufak bir parça balık, az salata ve patates, 180Rs.

Bu yemeklerde, nedense, konu dönüp dolaşıp hep Türkiye’ye geliyor. Yemekler, görülecek yerler. Richard hiç Türkiye’ye gitmemiş, ama en yakın arkadaşı bir Türk kızla evlenmiş ve o kız da bizim gibi rehbermiş. Bu arada Mihal Türkiye’yi o kadar övdü ki, bizden fazla, Richard bir daha ki sene için düşünmeye başladı.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Bir Cevap Yazın